Egitim anlayisim, her ögrencinin bireysel ihtiyaçlarini merkeze alan bir yaklasima dayanir. Amacim yalnizca Ingilizce ögretmek degil, ayni zamanda ögrencilerin dili gerçek hayatta etkili bir sekilde kullanabilen, dünyaya açik bireyler olmalarini saglamaktir.
Dil ögrenmenin sikici ve ezbere dayali bir süreç olmamasi gerektigine inaniyorum. Bu nedenle klasik yöntemler yerine, Ingilizcenin günlük hayatta uygulanabilirligine, bireye kattigi degere ve ögrencilerin hayallerine ulasmalarindaki rolüne odaklanan bir egitim modeli benimsiyorum.
Derslerimi müzik, sinema, güncel konular ve genel kültür ögeleriyle destekleyerek ögrenme sürecini keyifli ve anlamli hale getiriyorum. Bu sayede ögrenciler yalnizca dil becerilerini gelistirmekle kalmaz, ayni zamanda kültürel farkindalik kazanir, elestirel düsünme becerilerini gelistirir ve Ingilizceyi özgüvenle kullanmaya baslar.