Dil, benim için bir araçtan öte bir tutkudur. Türkçe’nin yani sira Ingilizce, Arapça, Almanca ve Osmanli Türkçesi gibi dillerde uzmanlasmis olmamin yaninda, özellikle Farsça bilgimle öne çikiyorum. Farsça, yalnizca bir iletisim dili degil; ayni zamanda kadim bir medeniyetin, siirin ve düsüncenin tasiyicisidir. Bu dili ögretirken ögrencilerime yalnizca gramer degil, Hafiz’dan Sadi’ye, Mevlana’dan Hayyam’a uzanan bir kültür yolculugu sunuyorum.
Farsça bilgim, resmi belgelerin çevirisinden edebi metinlerin yorumlanmasina kadar genis bir yelpazeyi kapsar. Ögrencilerime bu dili ögretirken, Iran kültürünün inceliklerini, deyimlerin arka planini ve tarihsel baglami da aktarmayi önemsiyorum. Böylece dil ögrenimi, mekanik bir süreç olmaktan çikip anlamli bir deneyime dönüsüyor.
Ögretmenlikteki yaklasimim, bireysel ihtiyaçlara duyarli, sabirli ve kültürel farkindaligi yüksek bir çizgide ilerler. Ögrencilerimin hedeflerine göre ders içeriklerini sekillendiriyor, resmi sinavlara hazirlik, akademik çeviri ya da günlük konusma pratigi gibi farkli alanlarda destek sunuyorum.