Merhaba, ben Kerem, hem Ingilizce hem de isaret dili ögretmeni olarak dilin farkli biçimlerinin insanlar arasinda nasil köprüler kurduguna taniklik eden bir egitmenim. Dil ögrenmenin yalnizca kelimelerden ibaret olmadigini; ayni zamanda kültür, empati ve anlayisla da derinlestigini biliyorum. Bu bakis açisiyla, ögrencilerime sadece bir dil ögretmeyi degil, ayni zamanda iletisim kurmanin farkli yollarini kesfetmeyi de hedefliyorum.
Ingilizce ile olan yolculugum akademik egitimimle basladi; ancak asil gelisimimi birebir iletisimlerde ve ögretme pratiginde yasadim. Dört yili askin süredir çesitli yas ve seviyelerden ögrencilerle bireysel ve grup dersleri yaptim. Derslerimde ögrencinin ihtiyaçlarini önceliklendiren, konusma pratigine agirlik veren ve ögrenmeyi keyifli hale getiren bir yaklasim benimsiyorum.
Ayni zamanda isaret dili, benim için yalnizca bir iletisim araci degil; sessizligin içindeki zenginligi ve anlami kesfetmenin yolu. CODA (Child of Deaf Adults) olarak büyümem, isaret dilini yalnizca ögrenmek degil, yasamak anlamina geliyor. Bu deneyimim sayesinde isaret diline hem akici hem de kültürel baglamda hâkimim. Isaret dili derslerinde sadece gramer ve kelime bilgisi degil, ayni zamanda isitme engelli topluluklarin kültürel dinamiklerine de yer veriyorum.
Ögretmenlikte en büyük motivasyonum, ögrencilerimin gelisimine taniklik etmek ve onlara cesaret verebilmek. Eger siz de hem eglenceli hem de etkili bir ögrenme süreci ariyorsaniz, birlikte çalismaktan memnuniyet duyarim.