Ben Ingilizceyi ortaokuldan beri çok severek büyüdüm. Okulda aldigim egitim bir yere kadar, devaminda kendimi gelistirmek için farkli sekillerde çalistim.
Bunlar içerisinde dizi çevirmek, sarki çevirmek, hosuma giden kisa ingilizce kesitleri izleyip çevirmekle basladim.
Ingilizceyi sevilen bir durumla birlestirince daha çok keyfi çikiyor, ben de sarki dinlemeyi çok sevdigim için o hobimle birlestirip ögrenmeye çalistim. Çok da yardimi oldu. Simdi ders içerigi hakkinda biraz bilgi vereyim:
0 düzeyde aldigim bir ögrenciyi 6 ay içinde ana dili seviyesinde konusur hale getirmekteyim ve bunun sadece ögrenciyle ya da sadece ögretmenle ilgisi olmadigi kanaatindeyim. Her iki taraf da birbirine açik ve net yaklasirsa derslerin daha akici ve keyifli geçecegini düsünüyorum. Okul derslerine beraber çalistigimiz ögrencilerin sinavlarinda ve denemelerinde gözle görülür bir artis saglanir. Bunu yapmadan önce mutlaka en temelden baslanip temelin saglam oturmasi önemlidir. Ingilizce sadece okul için, sinavlar için degil, bir hobi gibi görülmelidir. Gelecegin dünyasinda (simdi de oldugu gibi) Ingilizce mutlaka biliniyor gözüyle bakilacak bir dil haline gelecektir.
Dersler ögrencinin istegine/ihtiyacina bagli olarak içerigi olusturulur. Tavsiyem haftada en az 2 saat ders alinmasidir, bir programa uygun gidilirse, ögrencinin rutini haline gelirse bu iki taraf için de daha keyifli bir hale dönüsecektir.
Online dersler için: Her ders öncesi ögrenciye derste islenecek konuyla ilgili PDF ve dökümanlar iletilir, ders sonrasi derste islenenler yapilanlar mesaj yoluyla iletilir.
Yüzyüze dersler için: Ögrenci yine ders öncesinde o derste ne islenecegine dair fikir sahibi olarak gelir. Ders esnasinda kisa notlar tutulur, gerekirse ögretmen elinde fotokopi seklinde derse getirir, ders sonrasi konuyla alakali ödevler mesaj yoluyla/anlik gönderilir.
[Acil olusan durumlarda mutlaka ders iptali saglanir ancak bu bir aliskanlik haline dönmemelidir.]