Eger hayatiniz boyunca Ingilizce konusmak sizin icin bir tabu haline geldiyse, sik sik “Ben anliyorum ama konusamiyorum” cumlesini kuruyorsaniz, çocugunuzun küçük yasta bu dile maruz kalarak buyumesini, neredeyse “anadil” seviyesinde bu dile tanik olmasini ve ogrenmesini istiyorsaniz veya “Çocugum artik ortaokul/lise çagina geldi, 20-30 kisilik siniflarda onunla ilgilenemeyen hocalar yuzunden universitede/ is hayatinda hala Ingilizce ile ugrasmasini istemiyorsaniz dogrh adrestesiniz. Egitimime once karsimdaki kisinin Ingilizce anlama ve konusmadaki seviyesini tespit ederek basliyorum. bunun sonucunda ogrencimin yasina, ilgi alanlarina ve dil ogrenme motivasyonuna göre degismek üzere ona film, dizi, sarki onerilerinde bulunuyorum. Daha kucuk ogrencilerim için çizgifilmler ve cocuk sarkilari tercih ediyorum. onlari sikmadan zaman fiillerini seviyelerine uygun sekilde kullanmalari icin alan taniyorum. Surec genelde benim konusmami dinlemeleri ve 1-2 ders sonrasinda konusmaya cesaret bulmalari seklinde ilerliyor. Günümüz insaninin kisa donem odul mekanizmasini goz onunde bulundurdugum icin sizlere derslerimde asla Turkce kullanmiyorum diyerek bir hayal satamam. cunku ben bunu yaptigimda beni anlayamayan ogrencilerde anlamak icin caba sarf etmek yerine vazgecme egiliminin daha cok oldugunu gordum. Bu ve bunun gibi gozlemler ve deneyimler neticesinde aradiginizin karsiligi olabilecegim kanaatindeyim. En küçük ogrencim 6 aylik idi ve zaman içerisinde ingilizce kelimelere de reaksiyon alabildigim icin kendime bu dil ögretme, konusma, anlama konusunda guveniyorum. YDT sinavinda esit agirlim ogrencisiydim ve calismadan ingilizceme guvenerek girdigim 80 soruluk bu sinavda 75e 4 gibi bir skor yaparak Turkiye’de ilk 5.000’e girdim. Fakat ben bu skorlar yerine sizlere ingilizce konusmayi vaat ediyorum ve bu yonume daha cok guveniyorum. Sizlerin de bu yonumu ciddiye almasini istiyorum. Esenlikler dilerim. Iyi gunler