Ben derslerimde ögrencilerle oldukça etkilesimli ve ögrenci merkezli bir sekilde çalisiyorum. Her ögrencinin ögrenme tarzi, ilgisi ve hedefi farkli oldugu için derslerimi onlarin bireysel ihtiyaçlarina göre planliyorum. Modern ve karma yöntemleri birlikte kullanarak, ögrencilerin hem motive olmasini hem de dili dogal ve etkili bir sekilde ögrenmesini saglamaya çalisiyorum.
Derslerde genellikle gerçek, güncel ve ilgi çekici materyaller kullaniyorum; örnegin videolar, kisa diyaloglar, makaleler, sarki sözleri veya sosyal medya içerikleri. Bu materyaller sayesinde ögrenciler dili sadece gramer kurallariyla degil, gerçek yasamda nasil kullanildigini da ögreniyorlar. Böylece Ingilizceyi sadece bir ders konusu olarak degil, günlük yasamin bir parçasi olarak görmeye basliyorlar.
Tüm dil becerilerini – dinleme, konusma, okuma ve yazma – dengeli bir sekilde gelistiriyoruz. Ilk derslerden itibaren ögrencilerimle cümle kurma ve kendini ifade etme çalismalarina basliyoruz. Amacim, önce ögrencinin konusma cesaretini kazandirmak, daha sonra da dogru ve akici bir sekilde konusmasina yardimci olmaktir.
Derslerimde sürekli geri bildirim veririm ve hatalari bir ögrenme firsati olarak görürüz. Ögrencilerden düzenli olarak çalisma yapmalarini, verilen ödevleri tamamlamalarini ve ayrica serbest okuma ya da dinleme etkinlikleriyle dili yasamlarina katmalarini isterim. Bunu yapan ögrenciler kisa sürede büyük ilerleme kaydederler.
Benim için her ögrencinin ögrenme hizi ve tarzi degerlidir. Kimisi görsel materyallerle, kimisi konusarak, kimisi yazarak daha iyi ögrenir. Bu yüzden derslerimi her zaman ögrencinin kisiligine, hedeflerine ve ruh haline göre sekillendiririm.
Derslerimde pozitif, rahat ve güvenli bir ortam yaratmaya büyük önem veririm. Ögrencilerim hata yapmaktan korkmadan konusabilirler. Çünkü bir dili gerçekten ögrenmenin yolu, onu denemekten ve kullanmaktan geçer.
Kisacasi, benim derslerim sikici degil; dinamik, keyifli, pratik ve ögrencinin aktif katilimina dayalidir. Her ögrencinin potansiyeline inanirim ve birlikte çalisarak hedefe ulasabilecegimize eminim.
Bu yaklasim sayesinde ögrenciler sadece Ingilizce ögrenmekle kalmaz, ayni zamanda iletisim becerilerini, özgüvenlerini ve kendilerini ifade etme yeteneklerini de gelistirirler. Benim için asil hedef, ögrencinin Ingilizceyi ögrenmekle kalmayip, hayatinin dogal bir parçasi hâline getirmesidir.