Kadir Sefa Gülseven

Üniversite zamani sinava hazirlik yaparken arkadaslarima ders anlatip eksiklerini görürdüm ve soru çözümü yaparak hatalarini tespit ederdim. Ve eksiklerine göre anlatacagim yerleri belirlerdim. Sorulari türetip sinamaya devam eder konuyu anlamislarmi diye bakardim. Sinifimiz kalabalikti ve konuyu anlatabilecek sayili kisi vardi. Zamanla benden dinlemek isteyen kisi sayisi artti çünkü her birine kendisinin anlayacagi sekilde anlatabiliyordum. Gerek örneklendirerek gerek gerçek hayattan alintilayarak konuya göre anlatim yapiyordum.Bunu genç ögrencilerede yapabilecegimi düsünüyorum. Ilkokuldan beri matematikle aram iyiydi. Islemlerle kendimi gelistirip durdum. Pratikler gelistirdim. Ezbere yapilabilecek bir sey olmadigini arkadaslarimdan anladim. Onlar her sorunun ezberle hep ayni formül üzerinden yapildigini düsünürken ben her soru için farkli çözüm yöntemleri bulmaya çalisiyordum ve böylece islem yapmada hizlandim. Ögrencilerimede bunu empoze etmek ve gelisimlerini görmek istiyorum. Matematik sanildigi kadar zor bir ders degil ve inanin hayatta islem yapabilmenin sandiginizdan daha fazla katkisi var.