Eylul

Derslerimde her ögrencinin farkli bir ögrenme tarzi oldugunu dikkate alarak ilerliyorum. Bir süre Londra’da yasayip egitim aldigim dönemde, dili sadece kitaplardan degil, hayatin içinden ögrenmenin ne kadar etkili oldugunu fark ettim. Bu deneyim, derslerimi sekillendiren en önemli etken oldu.

Ögrencilerimle önce hedeflerini netlestiriyoruz; ister is, ister okul, ister günlük konusma olsun... Grameri ezberletmek yerine anlamaya ve kullanmaya odaklaniyorum. Bolca konusma pratigi yapiyor, dili kullanmaktan çekinmemeyi ögreniyoruz. Her dersin sonunda mutlaka bir adim ilerledigimizi görmek en büyük motivasyon kaynagim.

Amacim sadece ders vermek degil; Ingilizceyi hayatinizin dogal bir parçasi haline getirmek.
Ilk dersi her zaman ücretsiz yapiyorum çünkü ögrencilerimin kendilerini rahat hissetmesini ve gerçekten neye ihtiyaçlari oldugunu birlikte kesfetmeyi önemsiyorum. Geçtigimiz dönem ögrencilerimden biriyle ([Isim gizli]) tam anlamiyla sifirdan, "Hello" demekle basladik. Ingilizceye dair hiçbir altyapisi yoktu ve açikçasi online dersin ona bir sey katip katmayacagindan da emin degildi.

Ancak birlikte olusturdugumuz sade ve kisisel ders programiyla, hiç zorlanmadan ilerlemeye basladik. Kendi hizinda, ama düzenli bir sekilde çalistik. Önce temel ifadeleri ögrendik, sonra konusmaya basladik. Su anda A2 seviyesindeki testleri hiç hata yapmadan tamamlayabiliyor. Hem ben gurur duyuyorum hem de o artik Ingilizce konusurken kendinden çok daha emin.

Her ögrencinin ögrenme süreci farkli, ama dogru yöntemle sifirdan baslayip kisa sürede büyük yol alinabiliyor. Eger senin de içinde ögrenme istegi varsa, ilk dersi birlikte deneyelim. Belki bu, senin hikâyenin baslangici olur.