Zeren Yüksel

15 yildir Türk vatandaslarina her seviyede Ingilizce,belli bir seviyeye kadar( özellikle günlük konusma, kendini tanitma ve telaffuz)Almanca; yabanci uyruklu vatandaslara Türkçe egitimi vermekteyim. Bunun yanisira; simultane ve yazili çeviri alaninda deneyimlerim mevcut. Kullanamadigin bir yabanci dil, dil degildir felsefesi ile, kendini dogru bir sekilde ifade etmek, karsindaki insani anlayabilmek, günlük ve profesyonel is hayatinda dili akici bir sekilde kullanabilmek, karsindaki insani anlayabilmek, bir dilde olmasi gereken niteliklerdir. Ben de destek almak isteyen arkadaslara, en kaliteli bir sekilde yardimci olmak kapasitesine ve istegine sahibim. Bunun yani sira; iletisim becerileri, stratejik düsünme ve planlama, gerek is hayatimizi, gerekse günlük hayatimizi kolaylastirmaktadir. Beden dilimiz, egitimde, günlük hayatimizda ve profesyonel is hayatimizda önemli bir rol oynar.Mimik diye tabir ettigimiz en ufak yüz hareketlerimiz; göz temasimiz, kisacasi görsel ifadelerimiz beden dilimizi büyük ölçüde tanimlar. Zaman geliyor, karsimizdakinin bir kas kaldirmasi bizi tereddüte düsürürken, ufak bir gülümsemesi bizi mutlu etmeye yetmekte, ve ayni sekilde olumsuz bir mimigi ya da ses tonu bizi demoralize etmeye yetmektedir. Bu sebeple, ister egitim- ögretim, ister insan iliskileri, ya da içinde INSAN olan her birimde, bizim önemsiz diye nitelendirdigimiz, önemsemedigimiz birtakim davranislar, çok belirleyici olabiliyor. Kendini karsi tarafin yerine koymak, güncel tabirle empati’ nin; iletisimin en temel tasi oldugunu düsünüyorum. Toparlamam gerekirse; anlattigin, karsindakinin anladigi kadardir bence. Konu ne olursa olsun, dinlemek, su günkü toplulumuzda büyük bir eksik. Dinlemeden, karsimizdaki bireyin sorununa ne açidan olursa olsun yardimci olamayiz. Dinlemek, anlamak için dinlemek, ondan sonra yardimci olmak, egitim- ögretimin yapi tasidir. Sözü daha fazla uzatmadan, bunaltmadan, kendimi ifade edebildiysem, mutluluk duyarim.Saygilarim ve iyi dileklerimle..